Hemen hemen bütün vaktimi ve enerjimi alan prova dönemini geride bıraktık, ve Tiyatro Açıkça' da Midirfillik Oyunu' nu çıkardık.
Prömiyerin ertesi günü o kadar hafiflemiş haldeydim ki, yeni evime taşındım taşınalı ( yani Eylül' den beri ) yapmadığım bir şeyi yapıp parka gittim, Boğaz' a karşı yürüyüş yaptım, ağaçlara dokundum, bankta sırıta sırıta oturdum.
Aynı şekilde, okuldaki final sınavları da geçtiğimiz hafta bitti. Bu hafta da Pera bitiyor. Çok iyi sonuçlar aldığımı söyleyemem ama giden gider kalan sağlar bizimdir diyorum artık, ne yapalım.
Haftabaşından beri de gel keyfim gel, evde yatıyorum. Evde yatışımın üçüncü gününde, yani bugün, Mehmene dosyalarımı tekrar açtım. Müzikleri oluşturalı daha bir sene bile olmadı ama benim müzikal anlayışım şimdiden değişmiş. Şu şöyle olmalı, bu böyle olmalı diye didikleyip duruyorum. Hemen her parçaya baştan şöyle bir ince ayar çekeceğiz belli ki.
En zoru da, zaten iyi sonuç aldığınız bir müziği tekrar didiklemek. Bir kere insan kendinde o enerjiyi her zaman bulamıyor. Bu haliyle kalsın diyor ama bir yandan da hissediyor ki, daha iyisi olabilir. Projenin tamamından ne beklediğinizle alakalı belki de daha iyisini yapıp yapmayacağınız.
En baştan, Öndeyiş' ten başladım. Öndeyiş' te, geliştirilen müzikal temalar değil, ses düzenlemeleri var. Mehmene Banu' nun bütün repliklerinden ve bazı efektif seslerden oluşan bir parça. Kolaya kaçmak işten değil, koy alta ritmik alt yapı, ver üstüne replikleri, iki yaylı, iki de efekt, olsun sana Öndeyiş. Ama öyle olmaz işte.
Ben biraz bu konuda takılacağım gibi.
Selamlar sevgiler.
23 Ocak 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder