"Bütün iş, sevmesini ne kadar biliyorum, ne kadar bilmiyorum."

_

4 Ocak 2008 Cuma

Nazım' a Selam

Moskova' dayım.


Nazım Hikmet' e selamlarımı ve teşekkürlerimi getirdim.

Onun sözü, bugünün gençlerine eskiden kalan romantik bir masal gibi gelir. Bunu Ferhad ile Şirin' in mesajı için de düşünmüştüm. "Toplumun iyiliği için bireyin kendini feda etmesi" fikri, bugünün bireysel dünyasında geçerliliğini hemen hemen kaybetmiş durumda.

Benim hayatımın merkezine oturttuğum Mehmene' nin hikayesi, bütün bir Nazım Hikmet literatürü içinde küçücük bir yer kaplıyor aslında. Tek başına bir hikaye bile değil, bir hikayenin parçası. Kardeşi için güzelliğini feda edip, sonra onun sevgilisine aşık olan Arzen Sultanı' nın hikayesi, Nazım' ın bu yorumu, onun yüzlerce yıllık efsaneye verdiği müthiş bir hediye bana sorarsanız.

İşte ben de, içinde yaşadığım çağın bir ürünü olarak, Ferhad' ın toplum için kendini feda etme hikayesinden çok, Mehmene' nin kişisel aşk hikayesini ilgi çekici buluyorum. Ama suç bende değil, Nazım' da. Mehmene' ye böylesine dokunaklı bir kader yazmayacaktı, fedakarlığın en büyüğünü onun omzuna yüklemeyecekti, bizi üzmeyecekti.

Hiç yorum yok: